Meral Akşener, bugün Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ile birlikte Sivas’ta miting düzenledi.
“EĞER PKK’LIYSAM TUTUKLAYIN ULAN BENİ”
Akşener, mitingde şunları söyledi:
* “Şimdi bir seçime gidiyoruz. Güya seçim değil, bir savaşa gidiyoruz. Bu savaş ikliminde tehditler havada uçuşuyor, hakaretler havada uçuyor, iftiralar havada uçuyor. Lakin bu arkadaşların konuşmadığı bir şey var. Muhsin Başkan’ın katilleri kimdir, konuşulmuyor, Sinan Ateş’in katilleri kimdir, konuşulmuyor. Gencecik çocukların işsizliği konuşulmuyor. 82 puan alıp atanamayan, mülakatta elenen kızımız, oğlumuz konuşulmuyor. Fakat ne konuşuluyor? Meral Akşener Sivas’ta ‘PKK’lı’, fakat Diyarbakır’da ‘faili meçhulcü’. Arkadaş, karar verin, ben kimim? Bu ülkenin İçişleri Bakanlığı misyonunu yürütmüş birisiyim. Türkiye’nin, hudut ötesi en derin harekatının altında imzası bulunan İçişleri Bakanı’yım. PKK’nın, DHKP-C’nin listelerinde olduğum için devletin talimatı ile gururlu Türk polisleri tarafından korunan bir beşerim.
* Yahu arkadaş, şayet ben PKK’lıysam tutuklayın ulan beni. Niçin onurlu Türk polislerine beni korutuyorsunuz? Bu nedir biliyor musunuz? Ciddiyetsizlik demektir. Bu, devlet ciddiyetini yere düşürmek demektir. Ben Megri Megri müziğini söylemedim. Teröristlerin başından konfeti kaçırmadım, onları üflemedim. Habur rezaletini yapmadım. O Habur rezaletinin içinde, teröristler rahatsız olmasın diye Atatürk’ün resmi ve Türk bayrağını çıkartan ben değilim, sizsiniz. Açılım sürecini yapan ben değilim, sizsiniz.
* Gelinen noktada Sayın Erdoğan; sağ elinde Hizbullah var senin bu seçime giderken. Sağ elinde Gaffar Okkan’ın katilleri, sol elinde PKK var. Abdullah Öcalan ile akraba olmuşsun. Abdullah Öcalan’ın kardeşine ‘Bizim Mehmet’ diyorsun. Valilere talimat verdin, Oslo’ya gittin ve Habur rezaletini yaptın. 31 Mart seçimlerine giderken döndün dedin ki Öcalan’ın mektubunu okutun, okutuldu. Sizin, benin helal vergilerimiz ile ödediğimiz paralarla idame ettiren TRT’ye Öcalan’ın kardeşini çıkarttın. Sen Cumhurbaşkanı’sın, döndün dedin ki ‘Vallahi bilmiyordum kırmızı bülten ile arandığını’. Lakin daha öbür şeyler de yaptın. Türk ordusunu yerle bir ettin, FETÖ’ye teslim ettin. Ergenekon’muş, Balyoz’muş, onların savcısı oldun. Ulusal ordunun içini boşalttın. Bütün bunlara baktığımız vakit Sayın Erdoğan, en son konuşacak şahıs sensin bu mevzuda.
FOTO: AA
“BÜTÜN PSİKİYATRLARI, BU ARKADAŞLARI MUAYENE ETMEK İÇİN DAVET EDİYORUM”
* Daha da vahim bir hal var, kafayı yedi bunlar. Ya çok üzülüyorum hallerine, nitekim çok üzülüyorum. Adamın teki çıktı, asayişten sorumlu olması lazım, adamın ağzından devamlı şu çıkıyor; LGBT olacak biz şayet iktidarı kazanırsak, erkek erkeğe evliliği özgür bırakacakmışız. Onca şey içinde akla gelen bu. Daha vahim bir şey var. Onunla da yetinmedi. Oysa erkekler hayvanlarla da evlenecekmiş, onu özgür bırakacakmışız. Bu türlü fantezi olur mu oğlum? Ben, şu anda Sivas’ta bulunan bütün psikiyatrları, bu arkadaşları muayene etmek için davet ediyorum. Yazıktır bu ülkeye.
* Bir diğer kişi de çıktı dedi ki biz kazanırsak FETÖ kazanacakmış. 8 sene Meclis yönettim, arkadaşın o Meclis’teki FETÖ sever, cıvık, insanın içini kaldıran konuşmalarını bir bilseniz, eyvah. Haydi oradan be cıvık adamlar. Ancak birisi var, hayretler içindeyim. Artık, başbakanlık yapmış bir şahıs, İstiklal Marşı’nı okuyamadı yazıdan. Yani bu abi çıktı; biz işgalciymişiz, onlar istiklal çabası veriyormuş. Bakın, ulusal irade ona oy verir, buna oy verir. Siyasetçinin yapacağı iş, ‘baş üstüne’ demektir. Siz oylarınızı kime veriyorsanız geçerli olan odur. Seçmenin tercihlerini biz sorgulayamayız. Siyasetçi, seçmenin karşısında hazır ol da durmak mecburiyetindedir.
“İŞSİZ GENÇLER İÇİN NE YAPACAKSINIZ”
* Artık, konuşulması gereken, demin anlattığım manyakça konuşmalar değildir. Konuşulması gereken şudur; gençler için ne yapacaksınız, bayanlar için ne yapacaksınız, adalet ne yapacaksınız; hukuk için, tarım için ne yapacaksınız, işsiz gençler için ne yapacaksınız? Konuşulması gereken budur. Projelerinizi anlatırsınız, hizmet vizyonunu anlatırsınız, seçmeniniz karar verir, ona da uyarsınız.
“AĞZINIZI AÇSANIZ, DAYILAR GELİP TELEFON İSTİYOR”
* Ben, 1980 öncesi talebesiyim. Bu türlü bir eziyet görmedim ben o vakit, haşarı talebeler olmamıza karşın. Bu nasıl bir şeydir? Ağzınızı açsanız, dayılar gelip telefon istiyor. Ali’nin cebinde para yok lakin dayı gelecek diyecek ki ‘Ben Almanya’dan geldim, kusursuz bir hayatım var. Göster telefonunu’. Senin hayatın şahane, benimki makûs. Halbuki bu çocuklar uzaktan eğitim gördüler. İnternet lazımdı, bilgisayar lazımdı, tablet lazımdı. Var mıydı? Hava gazı. Bir devlet, öncelikle açını doyurmak, dışarıda kalanını bir meskenin içinde koruma etmek zorundadır. Bir şey daha diyeceğim. Onlar hırsız.
“KADINLARA KARŞI YAPILAN İĞRENÇLİKLERİ BİTİRMEZSEM ALLAH BENİM CANIMI ALSIN”
* 13’üncü Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu olacak; bir oy Kemal’e. Sonra YETERLİ Parti, birinci olacak; bir oy Meral’e. Helal oylarınız ile ben başbakan olacağım, çabucak artık olacağım. Lakin sizin iradeniz olmadan olmaz. Pazarlıkla olmam. Zira bu helal iradeye, millet iradesine gereksinimim var. Bir şeye daha gereksinimim var. Bedelli bayanlar, size de gereksinimim var. Sebebi şu; bu ülkede hiçbir erkeğe yapılmayan ne kadar iğrençlikler varsa bana yapıldı. Anladım ki size de yapılıyor. Hasebiyle el ele vereceğiz ve bu harami düzenle birlikte bu berbatlığı, bizi fakirliğe mahkum eden bu ayrımcılığı; tacize, tecavüze, dayağa karşı bizi suçlayan bu zihniyeti yerle bir edeceğiz. Ben, bunun için bayanlardan takviye istiyorum. Şayet bu harami sistemi, bayanlara karşı yapılan bu iğrençlikleri bitirmezsem Allah benim canımı alsın. Bu derece samimiyim, kararlıyım.
“GENÇLERİMİZE VE BİREBİR VAKİTTE KONUT BAYANLARIMIZA MAAŞ BAĞLAYACAĞIZ”
* Mesken bayanlarımız var, gençlerimiz var. İş buluncaya kadar 18-26 yaş ortası gençlerimize ve tıpkı vakitte mesken bayanlarımıza 2 bin 500 lira, sorgusuz sualsiz, kuralsız maaş bağlayacağız. Çabucak, derhal 100 bin öğretmen tayin edeceğiz. Sonra gerisinden 150 bin öğretmen daha gelecek ve 250 bin öğretmeni derhal tayin edeceğiz. Bütün köylerdeki okulu yenide açacağız.
* Bir köye bir öğretmen, bir veteriner, bir ziraat mühendisini tayin edeceğiz. Köylerde 50 yaşlarındaki bireylerin dışında kimse yok. Gençlere diyeceğiz ki ‘Git, babanın toprağında iş yap, üretim yap’. Buna karar verip köye yerleşen her bir gencin 5 yıl boyunca SSK yahut BAĞ-KUR primlerini biz ödeyeceğiz. Çiftçilerin borçlarını tekrar yapılandıracağız. Benzeri düzenlemeyi esnaf için de yapacağız.
* Bu kent, bu Cumhuriyet’i kuran kent. Siz kurdunuz, buranın iradesi kurdu. Münasebetiyle bu harami tertibi, bu hırsız sistemini, bu çalma tertibini, bu hak yeme, haram yeme nizamını, kul hakkı yiyen tertibi 14 Mayıs’ta değiştirecek miyiz? Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı yapacak mıyız? GÜZEL Parti’yi birinci parti yapacak mıyız? Allah razı olsun.” ANKA
Yorum Yok