Levent’teki Afet Yolal Camisi’ne getirilen Mustafa Ziya Ülkenciler’in naaşı, kılınan cenaze namazının akabinde Bahçeköy Mezarlığı’nda defnedildi.
Cenaze merasimine katılarak taziyeleri kabul eden sanatkarın oğlu Mehmet Kemal Ülkenciler, babasının çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle 5 aydır hastanede tedavi gördüğünü söyledi.
Babasının çok değerli bir sanat insanı olduğuna işaret eden Ülkenciler, “Sinema en çok bildiği alandı. Ayrıyeten fotoğraf ve fotoğraf geçmişi de vardır. Biz onu bu taraflarıyla insanlara hatırlatmaya çalışacağız” dedi.
Ülkenciler, babasının sanatçı kimliğinin çok bedelli olduğunu belirterek, “Çok sevgi dolu bir insandı, sevgisini hiç saklamazdı. Aklında hiçbir vakit projeler bitmezdi. Her vakit bir fikri vardı, çok çalışkan bir insandı. Aklı her vakit çalışırdı her vakit elinde bir kalem olurdu” değerlendirmesinde bulundu.
“HİÇ SONLANDIĞINI GÖRMEDİM”
Yönetmen Derviş Zaim ise ikinci sineması olan “Filler ve Çimen”in çekimlerinden evvel Ülkenciler’le tanıştığını belirterek, “Film şirketinin daha evvel de çalıştığı kıymetli sanat direktörlerinden biriydi. Filler ve Çimen için işbirliği yaptık ve bize pahalı katkılarını sundu” dedi.
Ülkenciler ile uzun vakit evvel görüştüklerini belirten Zaim, “Seyrek görüşüyorduk zira yollarınız pek birleşmiyordu. Lakin dostluk bağımız Filler ve Çimen’den bugüne daima devam etti. Sakin biriydi, hiç sonlandığını görmedim ki bizim piyasada nadirdir bu türlü şeyler” tabirini kullandı.
Yaptığı işlerle kendinden kelam ettirmeyi başarmış biri olan Ülkenciler’in Filler ve Çimen sinemasıyla 37. Antalya Altın Portakal Sinema Festivali’nde “En Yeterli Sanat Yönetmeni” mükafatı aldığını anımsatan Zaim, “O işi o kadar kısa müddette ve bütçe kısıtlamasıyla yapabilecek sanat direktörü sayısı azdır. Onu tanımış olmaktan ve daha sonra da bir dostluk bağı sürdürmüş olmaktan ötürü memnunum. Rahmet diliyorum” diye konuştu.
– “Anlam ve biçim ilgisini kurabilen bir sanat yönetmeniydi”
Sinema müellifi Davet Kınıkoğlu ise yaklaşık 20 yıldır tanıdığı Ziya Ülkenciler ile Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde ve çeşitli projelerde birlikte çalıştıklarını belirterek, “Hem asistanlığını yaptım lakin bunun ötesinde de birlikte birçok işe imza attık” dedi.
Ülkenciler ile 2006 üretimi “Eve Giden Yol 1914” sinemasında birlikte çalıştıklarını lisana getiren Kınıkoğlu, şunları anlattı:
“Onunla bir dünya görüşünde ortaklaşıyorduk. Düzgün sanatkarın insanlığa eşitlik, özgürlük, kardeşlik doğrultusunda katkı yapması gerektiğine inanan birisiydi. Sanatın niteliğini de bu dünya görüşünün güçlendirdiğine inanıyordu. Sinema çalışmalarından atölyelerine kadar bütün işlerinde dünya görüşünün bütünlüklü izlerini görebiliyordunuz. En ufak detaya dahi dikkat eden, ihtimam gösteren, en ufak bir aksesuarın bile mananın oluşmasında ne kadar kıymetli bir öge olduğunu fark edecek kadar modül bütün alakasına hakim olan bedelli bir sanatçıydı.”
Ülkenciler’in dekor tasarımı konusunda detaylara dikkat eden, şuurlu bir çalışma üslubu olduğunu söz eden Kınıkoğlu, “Anlam ve biçim alakasını çok sağlıklı kurabilen bir sanat direktörüydü. Bu manada özel bir insandı. Bu bütünlüklü yaklaşıma sahip olan sanat direktörü azdır Türkiye’de. Neyse ki onun yetiştirdiği bir sürü öğrencisi hala kesimde çalışmaya devam ediyor.” diye konuştu. (AA)
Yorum Yok