Seçimler, her vakit siyasi bir arenada sert bir uğraş oldu. Sinema da bu çabayı husus alan birçok sinema yaptı.
Siyasi entrikalar, yolsuzluklar, şahsî çabalar ve politik kampanyalar, seçimleri mevzu alan sinemaların sıkça ele aldığı temalardan bazıları…
Hollywood menşeili birçok sinema seçimlerin karmaşık tabiatını ortaya koyuyor:
“All the King’s Men” (1949): Pulitzer ödüllü romanı temel alan bu sinema, idealist bir adamın siyasete atılıp yozlaşmasını bahis edinir.
“Wag the Dog” (1997): Amerika Birleşik Devletleri liderinin, bir skandalı örtbas etmek için bir savaş çıkarttığını anlatan bu sinema, politik entrikaların boyutlarını gözler önüne serer.
“Nixon” (1995): Oliver Stone’un direktörlüğünü yaptığı bu sinema, Amerika’nın en tartışmalı liderlerinden biri olan Richard Nixon’ın hayatını ve politik mesleğini anlatır.
“The Candidate” (1972): Robert Redford’ın başrolünde olduğu bu sinema, genç bir avukatın idealist politik vizyonunun seçim kampanyası boyunca nasıl değiştiğini anlatır.
“Bulworth” (1998): Warren Beatty’nin yönettiği ve başrolde olduğu bu sinemada, bir senatörün politik omurundaki sahtekarlıklardan bunalması ve sonuçta radikal bir değişim yapması mevzu edilir.
“Election” (1999): Öğrenci kurulu başkanlığı için yapılan seçimleri mevzu alan bu kara mizah sineması, siyasetin küçük bir ölçekte bile ne kadar karmaşık olabileceğini gösterir.
“Frost/Nixon” (2008): Bu sinema, televizyon muhabiri David Frost’un eski Amerikan lideri Richard Nixon’la yaptığı tarihi röportajları mevzu alır.
“Charlie Wilson’s War” (2007): Bu sinema, ABD Kongre üyesi Charlie Wilson’ın ve CIA casusu Gust Avrakotos’un Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgaline karşı koymak için bir ortaya gelmelerini mevzu alır.
“The Ides of March” (2011): George Clooney’nin yönettiği ve başrolünde oynadığı bu sinemada, genç bir seçim kampanyası yöneticisinin (Ryan Gosling) siyasetin karanlık yüzüyle tanışması anlatılır.
“Milk” (2008): Sean Penn’in başrolünde olduğu bu sinema, Amerika’nın birinci açıkça eşcinsel seçilmiş siyasetçisi Harvey Milk’in hayat öyküsünü anlatır.
“Mr. Smith Goes to Washington” (1939): Frank Capra’nın yönettiği bu sinema, genç ve saf bir adamın Amerika Birleşik Devletleri Senatosu’na gelişi ve politik yozlaşma karşısında verdiği çabayı husus alır.
“The Manchurian Candidate” (1962 ve 2004): Hem özgünü hem de tekrar çevrimi olan bu sinema, bir siyasetçinin beyin yıkama teknikleriyle bir suikastçıya dönüştürülmesini husus alır.
“Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb” (1964): Stanley Kubrick’in bu siyah güldürüsü, Soğuk Savaş devri siyasetine bir tenkit getirir.
“Primary Colors” (1998): Bill Clinton’ın başkanlık kampanyasından esinlenen bu sinema, bir Güney valisinin Beyaz Saray’a giden yolu anlatır.
“Lincoln” (2012): Bu sinema, Amerika’nın 16. lideri Abraham Lincoln’ün köleliği kaldırmak için verdiği çabayı ve politik marifetlerini anlatır.
“Advise & Consent” (1962): Bu sinema, bir liderin Dışişleri Bakanı adayının Senato onay sürecini ve bu süreçte ortaya çıkan entrikaları mevzu alır.
“JFK” (1991): Oliver Stone’un direktörlüğünü yaptığı bu sinema, Lider John F. Kennedy’nin suikastını ve suikastın akabinde yaşananları bahis alır.
“In the Loop” (2009): Bu sinema, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık ortasında bir savaşın başlamasını engellemeye çalışan İngiliz siyasetçileri ve bürokratları anlatır.
“The Front Runner” (2018): Bu sinema, 1988’deki Demokratik lider adayı Gary Hart’ın seçim kampanyasının bir skandal nedeniyle çöküşünü husus alır.
“Vice” (2018): Bu sinema, Amerika Birleşik Devletleri’nin en güçlü lider yardımcılarından biri olan Dick Cheney’nin öyküsünü anlatır.
Yorum Yok